Avrupa mimarlık tarihinin en önemli tarzlarından biri olan Barok akımı; mimari, müzik, resim, edebiyat, tiyatro gibi sanat alanlarında ön plana çıkmış bir akımdır. Daha çok 16-18. yy’larda gelişen ve yayılan Barok mimari devasa genişlikte bahçeleri, oldukça süslü duvarları ve eğrisel formda bezemeleri ile ünlüdür.
Rönesansın kuralcı, disiplinli, akılcı, mantıksal yaklaşımına karşı çıkan Barok stili, çok daha hareketli, coşkulu, dinamik ve duygusal bir tavır sergilemiştir. Rönesans mimariye tepki olarak doğan Barok dönemi mimari yapıları alabildiğince görkemli ve gösterişlidir. Bu coşkulu tarz daha çok dini ve otoriter gücün gövde gösterisine sahne olan mekanlarda, saray ve kilise gibi yapılarda ön plana çıkmıştır.

Barok sanatı doğayı taklit etmek yerine onu biçimlendirmeyi tercih etmiştir. Mimaride ihtişamlı örnekler vermenin yanında, mitolojiyi ve hristiyanlığı temsil eden resimler, freskler, meydanları süsleyen heykeller, büyük ve fıskiyeli havuzlar, görkemli bahçeler de Barok akımının şekillendirdiği alanlar olmuştur.
Barok Mimari Ne Zaman – Nerede – Neden Ortaya Çıktı?
Rönesansın anavatanı olan İtalya 16. yüzyılda Barok tarzı mimarinin de doğuşuna ev sahipliği yapmıştır. Avrupa’ya da İtalya’dan yayılmış. Ardından yaklaşık 200 yıl boyunca Avrupa’nın önemli sarayları, katedralleri, kiliseleri, lüks ve şatafatın eksik olmadığı konutları süslemiştir.
İtalya’nın Roma’sında ilk örnekleri tasarlanan Barok yapılar katolik din adamlarının insanları mezheplerine çekmesi amacıyla ortaya çıkmıştır. Mimarinin tarih boyunca din, siyaset, endüstri gibi birçok alanda propaganda aracı olarak toplumları yönlendirmek ve algılarını kontrol etmek için kullanıldığını biliyoruz. Dini amaçlar çerçevesinde şekillenen Barok binalar, İncil’den alıntıların resmedildiği iç duvarlara ve tavanlara sahipti. Böylece bu görkemli yapılara gelen ve İncil’i okuyamayan insanların dini sahneleri görsel olarak anlamasını sağlıyorlardı.
Katolik Kilise’nin sanattaki bu atağı, anti-protestancı bir görüş ile protestan akımına yapılmış bir karşı reform olarak görülebilir. Martin Luther gibi reformistler, kilisenin maddi gücünü katlamak için yaptığı eylemleri eleştirmiş ve kilise karşısında giderek popülerleşen bir muhalif hareket ortaya çıkmıştı. İnsanları endüljans mahkemelerinde ağır cezalara maruz bırakmanın, halkın kendilerinden uzaklaşmasına ve toplumun gözündeki imajının giderek bozulmasına sebep olduğunu anlamıştı kilise.
Sonuç olarak katolik mezhebinin önde gelenleri, sanatta geliştirdikleri bu yeni girişim ile insanları kiliseye yeniden çekmek için bir karşı reform başlatmıştır.
Barok Tarzı Mimari Yapıların Karakteristik Özellikleri
Barok dönemi mimarisi, klasik düzenin temel kurallarını ve klasik dönem mimarisinin en önemli ögelerini kullanmaya devam eder. Fakat söz konusu Barok olunca işin içine çok daha özgür ve hayal gücü ile yoğrulmuş bir yorumlama girmiştir. Mimarlar, klasik sütunları, frizleri, alınlıkları, kubbeleri, pilastrları ve daha birçok mimari ögeyi alışılagelmiş biçimlerinden kopararak kullanıyordu. Barok yapıların ihtişamı ve coşkusu ile insanları etkilemesi için mimarlık, heykel sanatı, resim hatta neredeyse bütün plastik sanatlar hep birlikte çok yoğun bir biçimde kullanılmıştır.

Barok mimari özellikleri:
- Oval ve eğrisel formda bezemelerin ön plana çıkarılması ve yine kıvrımlı ve hareketli formlarda tasarlanan duvarlar… Öyle ki ziyaretçiler duvarları bazen hareket ediyormuş gibi görmekteydi.
- Dramatik ışık kullanımı ile iç cephede sergilenen resimlerin ve süslemelerin ruhani etkisinin arttırılması
- Barok akımını benimseyen mimarların, ışığın çok karanlık ve çok aydınlık formlarını aynı mekanda kullanarak oluşturdukları zıtlığa “chiaroscuro” denmektedir.
- Duvarları, tavanları süsleyen, dini konuları ele alan, optik yanılsamalar ile algıyı yönlendiren yoğun dramatik çizimler
- Resimler ve heykellerin harmanlanması
- Altın varaklı tavanlar ve duvarlar
- Oval biçimde veya madalyon şeklindeki geniş merdiven sahanlıkları
- Kubbeler (Rönesans mimarisinde de kubbeler çok önemlidir). Rönesans hakkında daha fazla bilgi edinmek için Rönesans mimarisi yazımızı kesinlikle okumalısınız.
- Sarmal Sütunlar
- Ortaçağın en ölümcül hastalığı olan Veba salgınının bitişine ithafen dikilen Veba Sütunları
- Konkav ve konveks cepheler
- Yarım kalmış, bilerek tamamlanmamış mimari unsurlar
Barok Çağının Sonu – Büyük Akımlar Döneminin Kapanışı
Geç dönem Barok ile Rokoko akımı özdeşleştirilir, bu her anlamda önemli bir serüvenin de sonudur. Klasik dönem ile başlayan Rönesans ve Gotik gibi üsluplar ile dünyayı şekillendirmeye devam eden batının büyük sanat akımları, Barok ve Rokoko ile sona ermiştir.
Bu sona ermenin arkasında çeşitli nedenler vardır. Örneğin, 1789’daki Fransız İhtilali’nin getirdiği özgürleştirme hareketi, endüstrinin gelişmesi ve tarıma dayalı ekonomilerin düşüşe geçmesi, dünyanın artık daha modern ve rasyonelleşmesi bunlar arasında sayılabilir. Ek olarak, bu dönemde dünya giderek globalleşiyor.. Mühendislik bilimi ile çok daha rasyonel ve akılcı çözümlerle tasarlanan köprüler ya da tren hatları mimariyi etkiliyordu.
İnsanlar artık yapılarını Gotik tarzda mı Barok tarzda mı tasarlamaları gerektiğini çok fazla düşünmüyor. Hatta, yapı sektöründe demir ve çelik gibi malzemelerin kullanılmaya başlanmasıyla fonksiyon da bezeme kadar ön plana çıkmaya başlıyordu.
Barok Dönemi Mimarları
- Francesco Borromini
- Gian Lorenzo Bernini
- João Antunes
- Elias Holl
- Louis Le Vau
- Baldassare Longhena
- Salomon de Brosse
- Johann Lucas von Hildebrandt
- Cristoph Dientzenhofer
- Dominikus Zimmermann
Barok Mimari Örnekleri – Önemli Barok Yapılar
Barok Mimari – İlk Örnek: Gesu Kilisesi
1568 yılında inşaatına başlanan kilise Barok mimarisi örnekleri arasında bilinen ilk yapıdır.

Versay Sarayı – Paris

Saray, Fransa kraliyet ailesinin gücünü temsil eder. Öyle ki, 17. yüzyılda tasarlanan bu saray Barok yapıları arasında belki de en ünlü ve görkemli saraydır.

Aziz Petrus Kilisesi ( Bazilikası)
Mimar: Gianlorenzo Bernini
Roma’da (Vatikan) bulunan bu bazilikal kilise öylesine önemlidir ki, Katolik mezhebinin merkezi sayılır ve hristiyanların en büyük kilisesidir. Bütün dünyadan sadece turistler değil aynı zamanda dini ibadetlerini yerine getirmek üzere hristiyanlar da buraya her yıl akın eder.
Bu kilisede Michelangelo da çalışmış ve ölünce proje durmuştu. Daha sonra birçok farklı mimarın çalışmış fakat yeni papa V. Sixtus kilisenin önündeki meydanın tasarlanması ve kilise inşaatının devam ettirilmesi için Bernini’yi görevlendirmiştir. İnşaatına 1506’da başlanan yapı, 1626’da bitirilebilmiştir. Bu kilise aynı zamanda San Pietro Bazilikası olarak da bilinir.

Aziz Petrus Meydanı
Bernini’nin tasarladığı meydan hristiyanların Papa’dan dua almak amacıyla ziyaret ettiği, katoliklerin kutsal mekanıdır. Meydan, 284 adet sütunu ile oldukça önemli bir dini merkezdir.
Aziz Paul Katedrali

Yapının mimarı Sir Christopher Wren’dir. Bu Barok yapı Büyük Britanya’nın en önemli Barok dönemi eserleri arasındadır. Barok mimari üslubu kuzey Avrupa ülkelerinde daha yavaş gelişmiş. Ayrıca burada daha az görkemli yapılar tasarlanmıştır. Aziz Paul Katedrali’ de İtalyan baroğuna kıyasla daha az abartılı tasarlanmıştır.
Diğer önemli Barok tarzı mimari örnekler:
- San Carlo alle Quattro Fontane, Roma, 1634-1667, Francesco Borromini
- Aziz Nicolas Kilisesi
- Madrid Kraliyet Sarayı
- La Granja Sarayı